YAZARLAR

MEHMET ALİ KAĞITÇI

MEHMET ALİ KAĞITÇI

Loading

Cumhuriyet kurulmuş ve ülkenin kâğıda olan ihtiyacı hemen kendini göstermiştir.
Antalya portakal, Rize çay vb. tarım ürünleri ihtiyaçtır ve gelişmiştik için çok gereklidir.
Zira halkın doyması ve beslenmesi gerekir ama gelişmişlik için yeterli değildir.
Gelişmişliğin en önemli ayağı eğitimdir ve eğitimin temel taşlarından biri de kâğıttır.
O halde sanayide de atılım şarttır.
İlk görev Türk kimyager ve kâğıt mühendisi, Türkiye’de ulusal selüloz ve kâğıt sanayisinin kurulmasındaki önderlik ve öncülük birine tevdi edilmesi gerekir.
Bu amaç için ilk görev bir dönem eğitimini yurt dışında da alan kimya mühendisi Mehmet Ali beye verilir.
Türkiye’de ulusal selüloz ve kâğıt sanayisinin kurulmasındaki önderlik ve öncülük rolü üstlenir.
Türk kâğıt sanayisinin kurucusu olur. Türkiye’de kâğıt, karton, ambalaj kâğıdı, gazete kâğıdı ve sigara kâğıdı üretecek ilk fabrikanın 1934 yılında başlayan kuruluş çalışmalarını yürütür. Sümerbank Kâğıt ve Karton Fabrikası’nı 1941 yılına kadar yönetir.
SEKA’nın İzmit’te müze olan fabrikasında da fotoğrafı olan Mehmet Ali beyin ilk yaptığı kağıtla verdiği poz o onurun resmidir.
İzmit SEKA Giresun SEKA gibi kapatıldı ama arazinin tamamı haraç mezat satılıp dini bütün gardaşlarımıza meze edilmedi.
Yolu düşen İzmit SEKA’yı mutlaka gezsin.
En azından müze oldu.
….ve Mehmet Ali bey Almanya’da kimyager değil de bir casus gibi çalışır.
Çünkü ülkemiz daha toplu iğne bile yapacak akla malik değildir.
Mühendislerle irtibat kurar.
Analizler yapar ama en sonunda da yakalanır.
Ne de olsa iyi ajan değildir.
Ama çok namuslu adamdır.
Almanlar kendisine “Türkiye’ye gitme sana istediğin parayı verelim” der.
Sonra kendisi olayı aynen şöyle anlatır.
“Onlardan kabul etmediğim ve bana onların önermiş olduğum miktar Heybeliada’sını satın alırdı.”
Namus işte budur.
Namuslu adam bedeli olmayan adamdır.
En namussuz adamsa “herkesin bir fiyatı vardır” diyen adamdır.
Ve bu cümleyi kuran adam ibadette ediyorsa onun olduğu yerde şeytan görev yapmaz.
Sorumluluk o adamdadır.
Fabrika kurup orada işçi çalışandan ve asla paraya kendini satmayan namuslu adamdan, “paranın dini imanı olmaz” diyen dini bütün gardaşlarımıza:
Namus ne sosyal medyada beden pazarlamakla/pazarlamamakla veya gerçek hayatta bacak-meme göstermekte veya göstermemekle ölçülür bir şey değildir.
Namus kadın bedeni değildir.
Namus erkeğin kadına, kadının erkeğe bireyin bireye verdiği sözdür.
Mahremini namahreme göstermemektir.
O yüzden eşinin istemediğini yapmayana namuslu kadın veya erkek denir.
Namus kendine bedel biçmeden onurlu şekilde yaşayıp bu gezegenden gitmektir.
TikTok’un namus avcılarına, hayatın “türbanlı bacı” yalancılarına:
En son memeden karakolluk olan türbanlı bacımızı hatırladınız mı?
Gördük ki namus ne türban ne örtü ne üniforma ne makam , ne ibadet ne de makammış.
Namus cumhuriyetin kurucu iradesinde ki paraya kendini satmayan, Atatürk’ün Kâğıtçı soyadını verdiği Mehmet Ali gibi olmakmış.
Gördük ki namus fabrika kurmak için Kâğıtçı olmak ama ihaleye zarf veren üç kağıtçı olmamakmış.
Doğru yolda olana selam olsun.
Dipçe: Sonra o namus abidesi insanların kurduğu fabrikalar nasıl kimlerin elinde oyuncak oldu biraz da siz araştırın.
Eğer siz araştırmazsanız ensenizde yumruk daha da katmerli olur.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL