Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 3 Aralık 1981 tarihinde aldığı bir kararla o yılı engelliler yılı ilan etmiştir. 1980 yılında UNİCEF engelliliği çocuklukta önlemek ve reabilite etmek amacıyla çalışmalarını yaygınlaştırmıştır.
Çalışmaların başlangıcında sakatlıkların önlenmesi ilk hedef iken sonrasında ise fiziksel, ruhsal, duygusal bozuklukların erken teşhis edilmesi önemli hale gelmiştir.
Ülkemizde de engelli bireylere yönelik pek çok çalışma yapılmakta ve engelli istihdamına önem verilmektedir. Eğitim, sağlık başta olmak üzere hemen hemen her alanda engelli bireylere her türlü destek sağlanmaktadır. Engel durumlarına göre her birey eğitim görmekte ve diğer tüm bireylerle eşit şartlarda hayata tutunmasına katkı sağlanmaktadır. Özel eğitim okulları, kaynaştırma eğitimi sayesinde engelli çocukların eğitim süreci, öğretmenler tarafından adeta İlmek ilmek dokunmaktadır.
Maria Montessori’nin “çocuğun eline koymadığınız hiçbir şeyi aklına koyamazsınız” sözünde de vurgulandığı gibi somutlaştırılmış eğitim bu alandaki bireylere için çok önemlidir.
Gerek engelli bireyler gerekse aileleri sosyal hayata katılım noktasında birtakım zorluklar yaşasalar da eğitim ve rehabilitasyon desteği ile bu konuda ciddi adımlar atılabilecektir. Bu noktada önemli olan ailelerin katılımı ve toplumsal destektir. Bu anlamda toplumsal bilincin yükseltilmesi ve farkındalıkların artırılması, dolayısıyla yapılacak etkinlikler hayati önem arz etmektedir.
Engellilerin yaşadığı sorunlar, ailelerinin yaşadığı zorluklar göz önüne alındığında toplum olarak sorumluluğumuz onları engellerinden arındırmak, onlara hak ettikleri değeri vermektir.
Engel mi olmalı görememek çevreyi, duyamamak sesleri, yürüyememek yollarda, tutamamak kaşığı, basamamak toprağa insanlar engel olmadığı sürece? Kolay değil mi ses olmak, nefes olmak, yol olmak, göz olmak… Önemli olan eşit, adaletli bir yaşama vesile olmaktır. Ne engel kalır o zaman ne de eksik bu hayatta.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)