Genel

Gençleri anlamak ve yol açmak..

Gençleri anlamak ve yol açmak..

Loading

Bitmeyen yolun yolcusu

Gençleri anlamak ve yol açmak..

Her klişe soru gibi başlamak gerek. Sen hiç genç olmadın mı?

Bir zamanların acemi genci değil miydin? Geçmiş zamanın genci, ilerleyen bu yaşın ile nasıl sın mutlu musun kendin ile?

Dönüp te düşünüyor musun? Bitmiş gençliğini soruyor, sorguluyormusun zamanı?

Genç idim yaş aldım, ben de geçen zamanda hayata hazırlanmaya çalışan heyecanlı, biraz korkak, çekingen umutsuz belirsizlikleri olan hep bir ihtimaller zincirinde dolaşıp duran bir genç değil miydim?

Bir kuşaktan yeni bir kuşağa devir daim oldu, senin ile senden sonrası kaç kuşak geldi geçti. Hepsi bu sonu gelmeyen, hep devam edecek dünyaya izlerini bıraktılar, eksiğiyle, doğrusuyla bazen isyanları, bazen heyecan veren girişimleri ile. Bazen gözyaşıyla acıyla, birbirinden farklı günler zamanları getirdiler. Peki, bizim sormamız gereken soru da şu olmalı mı?

Genç olmak nasıl bir evreydi?

Senin için hayat döngüsünde nerede idin, nerede olmak istedin, anlaşıldın mı? Anladılar mı, ? İfade edebildin mi kendini?

Ailene topluma dünyaya duyurdun mu sesini? Sesin gür çıktımı?

Sancılı geçen annenin, babanın döneminden geçmiş kuşakların yaşamlarından gençliğin hangi zamanında olursa olsun içine hep sinen bir şekilde dahil olan o kıstaslar kısıtlamalar özgürlüğünün zincirler ile pranga altında olduğunu bilme hissi, katı kurallar. Toplum, görenek, siyaset, eğitim, ahlak, etik vs. derken hep bir kavga da getirmiştir gençlik, asilik, kızgınlık, yükselen sesler hepsi genç olmanın aynı zamanda dönüşümün ayrılmaz bir parçası olmuştur.

Kaç kitap, kaç program, kaç eğitimci, kaç dönemi kucaklamıştır? Gençlik sınırsız bir deniz gibidir. O denizin içerisinde bir Z KUŞAĞI ve devamlı yenilenen, dönüşüm isteyen gençlik var.

Z KUŞAĞI bir toplumun dinamiklerinin en canlı kontrol edilemez mekanizmasıdır. Z KUŞAĞI her genç yaşamın bir parçasıdır.

O parçalarda karşı çıkılan bir kusur, hata bulunan gençler toplumla bir çatışma kuşaklar arası bir uyumsuzluk bulunan gençlerin kuşağı Z KUŞAĞI, bu kuşağın yaşam kıstaslarını, isteklerini talep ettiklerini eleştirdiğimiz bir toplumun nefes alamayan gençler eşittir.

Mutsuz insanlar o gençler; bu yaşamın içinde insan olarak en önemlisi de birey olarak kabul edilmek, saygı görmek, kendilerine değer verilip fikirlerinin dinlenmesi, o fikirleri üzerine konuşulması tartışılmasını isterler.

Artık o  baskıcı engelleyen dar kalıplardan kurtulmayı, daha dinamik, daha canlı,  kendilerinin güzelleştirdikleri bir katkı sunmak istedikleri, üretmek istedikleri bir dünya, bu gibi talepler hakları değil mi?

Z KUŞAĞI diye ismini değiştirdiğimiz o gençlere, hala özgür bir dünya sunamadığımızın farkında mıyız?

Bu özgür olmayan dünyada cinsiyet eşitsizliği başta olmak üzere çıkmaza girmiş bir dünya ve gençlik denklemi üzerine uzun uzadıya konuşuyoruz.

Fırsat eşitsizliği de eklenince genç kavramı genç olmayı pozitif bir ruh hali olumlu bir dünya ve gençleri yaşama adapte etmek o gençlerden üretken toplumu yönlendiren bireyler olmalarını beklemek çıkmaz sonuçsuz bir çelişkidir.

O gençler bu hayatın içinde ya istedikleri arzu ettikleri işte ve yahut istedikleri ama kendilerini ortaya istedikleri verim yüzdesi ile enerji ile ben buradayım diyemedikleri bir ruh halinde baba mesleği bir iş te ve bu iş ten çok kazanırsın denilen bir iş te görmek her alanda maalesef mümkün. Bu mutsuz genlere sorulması gerekir. Kaç kişi mutlu? Kaç genç hayatında istediği özlem duyduğu yaşam tarzını yaşama sansına sahip?

Bu soruları sorguladığımızda cevaplardan çıkan sonuç mutlak şekilde ortada değil mi?  Mutsuz sürekli kendisini arayan bir gençlik ve genç yaşına rağmen yaşlı bir insan hayatı yaşatılan yorgun genç bedenler.

En önemlisi o gençleri gerçekten anlamak ve dinlemek kendilerini çekinmeden korku duymadan özgür ve sınırsızca kendilerini anlatmalarına izin vermek ve sabırla dinlemek bu gençler için en büyük şanstır.

Genç birey hep şunu istemiştir. Genç birey önemsendiğini bilmek ve hissetmek ister. Her nedense bu devamlı gençlerden esirgenir. Genç olarak hayata dokunacak olanları da yok ediyoruz. Gençler sosyalleşemedikleri, baskı gördükleri belki de en önemlisi izole edildikleri için olsa gerek hayata katılamıyorlar.

Gençlerin bu yaşam tarzını istemedikleri belli değil mi? Sorunlarını araştırmıyoruz yaşam tarzlarına karışıp onları yaşamın acı gerçeklerinden izole ederek gençliğe istedikleri yaşamı verebiliyor muyuz acaba?

Özgür gençlerin olduğu her alana ülkeye bir bakılsın görülsün o gençlerden bir farkı üstünlüğü yok. Serbestlik ve alan saçma hususu dışında şunu çok unutuyoruz. Aileler en başta o genç bireyler farklı yaşamlara düşüncelere sahip ve anne babalara aracılığı ile dünyaya gelen yeni taze beyinler gerekli.

Bu taze beyinler yeniliği dönüşümü dinamik olan genç bir ruh olmayı hak ediyor.

Gençler bir alanda harikalar yaratırlar, dünyayı güzelleştirirler, yenilenmiş bir dünyayı var ederler ve en önemlisi yüzlerde tebessüm ve gülümseme yaratırlar.

Gülümseyen geçler yaşadıkları ülke için doğmuş bir güneş gibidir. Gülümseyen gençlerin olduğu ülke kalkınır, kalkınma o ülkenin medeniyet de çağ atlamasıdır.

Gençlerin taşıdığı gelecek kaygısı ümitsizlik ise derin bir karanlıktır. Karanlık suskun bir ülke mutsuz gençlerden oluşur.

Mutlu gençlerin kahkahalarının yeri göğü inletmesi dileklerim ile.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere

Özlem Özgür / Köşe Yazarı     

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

İlgili Haberler

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL