Genel

Bu destanı yazan yüz binlerce Mehmetçiğimizi rahmet ve şükranla anıyorum

Bu destanı yazan yüz binlerce Mehmetçiğimizi rahmet ve şükranla anıyorum

Şanlı Tarihimizin destansı mücadelelerinden biri olan Çanakkale Zaferimizin 105.  Yıldönümünde bu destanı yazan yüz binlerce Mehmetçiğimizi rahmet ve şükranla anarak sözlerime başlamak istiyorum.

Hepimizin bildiği gibi çanakkale denince Türk ulusunun tarihinde en kanlı çarpışmalarından birini yaptığı ve binlerce vatan evladını toprağa gömdüğü ve bir devrin battığı yer diye tabir edilen Çanakkale savaşı gelir akıllara.

 

Türk kurtuluş ve istiklal mücadelesini en hazin sahnelerine sahip olan Çanakkale savaşının üzerinden 105 yıl geçmiş oluyor;ama eminim ki yüzyıllara bile geçse biz Türk milleti olarak bu vatanın kara bağrında kefensiz yatan o vatan evlatlarını unutmayacağız.




O dönemde Anadolu halkı Sarıkamış felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken Çanakkale savaşı patlak verdi. Sarıkamış dağlarında insanüstü şartlarda düşmana tek bir kurşun dahi atamadan ne acı ki doksan bin askerimiz donarak can vermiştir; fakat Anadolu halkı tüm bu olumsuzluklara rağmen çoluk çocuk kadın erkek genç yaşlı demeden Çanakkale için seferber olmuş ve gerek savaşarak gerekse cephe gerisinde askerlerimize destek olarak büyük bir dayanışma göstermiştir.

Sonuçta büyük önder  M.Kemal Atatürk’ün askeri dehası ve ‘’bu vatan bizimdir’’ diyen Mehmetçiğimizin  iman dolu göğsü sayesinde dünyanın en yenilmez ordularına Çanakkale de çok büyük bir ders verilmiştir.




Size Çanakkale ile ilgili okuduğum ve içimi ürperten bir anıdan bahsetmek istiyorum. Çanakkale’de görev yapan bir hemşirenin anı defterinde yazılanlarına göre 1915 baharı Çanakkale sırtları sadece top tüfek sesleriyle değil yaralı askerlerimizin iniltileriyle de yankılanıyordu; çünkü yaralı Mehmetçiklerimize malzeme sıkıntısından dolayı ameliyatlar narkozsuz yapılıyordu. Narkozsuz ameliyatlara dayanabilmeleri içinse onlara bir sopaya sarılmış keçe parçaları ısırtılıyordu. Yine bir ameliyat sonrasında şehit olan bir askerin ağzında çıkarılan bir keçe parçası üzerine üç tane diş duruyordu. Hani derler ya dişimle tırnağımla kazandım diye gerçekten de aziz şehitlerimiz şimdi özgürce dolaştığımız bu toprakları bize dişiyle tırnağıyla kazıyarak emanet etmiştir.




Allah’tan başka hiç birşeyden korkmayan askerlerimiz vatan toprağını düşman çizmesiyle çiğnetmemek için belki birkaç dakika sonra öleceğini bile bile siperlerde direnmiş ve tüm dünyaya Çanakkale geçilmez dedirtmiştir.

 

Loading

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

İlgili Haberler

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL