Her zamanki olgunlukta, rutin bir mesai günü.
Ticaret yaptığım iş yerimin önünde önceden de tanıdığım ama siyasi sosyal hayatın içinde ki konuları tartışacak kadar samimi olmadığım bir vatandaşın yüzündeki çaresiz ifadesini görüp, ne olduğunu sordum.
Adamcağız, utana sıkıla kızının kaçırıldığını söyledi!
Herkesin de bileceği hukuk kanunu gereği, kızın yaşını sordum.!
On altı yaşında olduğunu söyleyince;
‘’mutlaka yapılacak bir şeyler vardır’’ diye kafasını takmamasını söyledim.
Söz konusu olaya bakan kolluk kuvveti, jandarmaydı.!
Bilindik Türk insanı hamlesiyle jandarmaya gittiğimde karşılaştığım manzara aynen şöyle:
-Kızı kaçırılan yanıma gelen vatandaşın hanımı.
-Kızı kaçırılan köyün muhtarı.
-Kızı kaçıran vatandaş
-Bir de masada ifade alan rütbeli asker.
Rütbeli asker ise, tanıdığım bir asker.
Söz konusu kızı kaçıran adamda ise, pişkinlik, hadsizlik ayyuka çıkmış bela gibi.
Kurduğu cümle ise beyin yakan cinsten.
Kime kuruyor bu cümleyi?
Kaçırılan kızın annesine.
‘’Ya kızım merak etme endişelenme o kız artık bizim kızımız.’’
Kimden bahsediyor.?
Kaçırdığı, yaşı on altı olan, hukuka göre sübyan sayılan kızdan.
Rütbeli askere baktım.
Kızı kaçırılan köyün muhtarına baktım!
Yüzlerde çaresiz ifade.!
Nerde oluyor olay.!
Hukuk ülkesinde….
Kızı kaçıran ailede ise, pişkinlik diz boyu.
Anladım ki adamcağız haddi aşmayı siyasi güce veya parasal güce bağlıyor.
Ne demiştik:
Hukukun gücü sizin gücünüz kadardır.
İlk işim şehrin belediye başkanını aramak oldu.
Durumu anlattım ve gelinen finalde ise ne oldu biliyor musunuz.?
Ayyuka çıkan arsızlığı ve artık ”O kızı veremeyiz” diyen adam, hanım kızımızı eliyle getirip aileye teslim etti.!
Bu çaresiz ve fakir ailede sahipsiz oldmadığını hissetti.
Ben sadece şehrin belediye başkanına baba olduğunu ve şehre babalık yapması gerektiğini söylemedim.
Kim olsa aynısını yapar mıydı bilmem zira yaşamadan bilemeyiz.!
Ben sonuçlara bakarım.
Teşekkürler Başkan, Recep Yakar.!
Ankaradayım yine benzeri hadise ama vaka-i adiye nin en zirvesi.!
Fakirliği ve çaresizliği dibine kadar yaşamış bir aile.!
Yine adi suçlardan biri.!
Bu sefer, işin rengi daha da değişik.
Detayları anlatıp moralinizi bozmak istemem.
Şehrin başkanını arıyor ve durumu anlatıyorum.
İlgilendiği varken aileyi yanına alıp fotoğraf çektiriyor ki, o aslında resimdir..
Resim ile fotoğraf arasında ki farkı bilenler, beni çok daha iyi anlayacaklardır.
Fotoğrafı sosyal medyada görüp içimden diyorum ki;
‘’Sen mazlum ve masumların yanında olduğun sürece, ben de senin yanında duracağım.’’
Teşekkürler Başkan Recep Yakar.!
Ticari taksi işletmesi için, belediye başkanlığına dilekçe veriyorum ve diyorum ki;
Artan nüfus ve taşımacılık ihtiyaçları gereği, şehrin AB standartlarında taşımacılığa ihtiyacı olduğu kesindir.
Bu durumun ortaya çıkardığı yorum gereği dükkanımın bulunduğu konuma ticari taşımacılık işletmesi açmak istiyorum.
Bu dilekçeye cevabı yazılı olarak, ‘’ihtiyaç hasıl olmadığı’’nı alıyorum.
Zaman içinde yerel gazetelerden sayı artırıma gidildiğini öğreniyorum.
Meclis kararı tüm ilçede sayı artırımı söz konusu olup, ulaşım hizmetleri tekrardan sayı artırımına gerek olduğu ortaya çıkınca, ikinci kez yazılı başvurum cevap buluyor ve ekonomik gerekçelerle hayata geçiremediğim ama yakın gelecekte iş kapısı olacak, belediyeye kazanç sağlayacak…
Teşekkürler Başkan Recep Yakar adil davrandığın için…
Sayın Başkan;
Belediye Başkanlığı döneminizde;
Bir iki, uç hadise hariç, ki onların ne olduklarını ve detayların bizzat sizlerde konuşup yazmayı görev biliyorum, başarılı bir dönem geçirdiniz.
Şehrimiz Bulancak sanat ve edebiyat hariç genelde iyi ilerledi.
Bu hakikati görmemek için gözleri olan görmeyenlerden olmak lazım.
Beton santrali için, teşekkür ederim.
Onlarca kişiye ekmek kapısı oldu.
İnşaat sahaları için, teşekkür ederim.
Onlarca kişiye, iş, aş kapısı oldu.
Mazlumların yanında durduğun için teşekkür ederim.
İnsanların kendine güveni arttı.
Bir takım yerlerde bir takım yatırımlarını hesaba katmaz, birkaç kendini bilmezi padişah yaptığını da görmezsek başarılı bir dönem geçirdiniz.
Ama size şunu söyleyeyim ki; ben hala bu şehirde yakacak alamadığı için yorganın altından çıkmayan aileler biliyorum.
Taşıma su ile değirmen dönmez ama daha çok çalışmanız, daha çok üretmeniz lazım.
Tekrar söz konusu ailelere verdiğiniz destek için, aileler adına müteşekkirim
Doğru yolda olana selam olsun.!
Ferda AKGÜL :Köşe Yazarı
Yazılardaki fikir ve değerlendirmeler yazarlara aittir ve aksi belirtilmediği sürece https://www.ilkhavadisgazetesi.com İnternet Haber sitesinin görüşlerini yansıtmaz. Bütün hukuki sorumluluk yazara aittir.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)