Son günlerde toplumumuzda oluşan derin ayrışmayı üzüntüyle takip etmekteyiz. Dini, mezhepsel, etnik ve kültürel kutuplaşma ve düşmanlaşmanın üniter devlet yapımıza telafisi imkansız zararlar vereceği ve bölücü odakların iştahını kabartacağı tartışmasızdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en güzide anayasal kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığının milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi amaç edinerek, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerinin dışında kalarak, en kutsalımız olan İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmesi, din konusunda toplumu aydınlatması ve ibadet yerlerini yönetmesi anayasa ve kanunların verdiği yetki, görev ve sorumlulukların gereğidir. Bu güzide kurumumuzun başkanının da bu sorumlulukla hareket etmesi, milli birlik ve beraberliğimize zarar verecek her türlü eylem ve söylemden kaçınması gerekmektedir.
Ayasofya Camiimizin ibadete açıldığı böylesine tarihi bir günde, ancak bir çok art niyetli kirli odakların da ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tartışmaya açık bilgilerle Ayasofya tartışması üzerinden hedef tahtasına koyduğu bir dönemde, Diyanet İşleri Başkanının nefret dili kullanarak lanetleme söyleminde bulunması, isim zikretmemiş olsa da bu kirli odakları sevindirmiş ve ülkemizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ü seven milyonları da ziyadesiyle üzmüştür.
Diyanet İşleri Başkanını bu talihsiz konuşması nedeniyle öncelikle istifaya ve özür dilemeye, temsil ettiği kurumun mevcudiyet sebebini unutmamaya, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan kılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Kahramanlarımıza saygıya ve sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)